10 Nisan 2008 Perşembe

BARAJLAR İLÇESİ, YOKSA YEŞİL VADİ Mİ?

Bizler karadeniz insanı olarak ’’ne her düşüş bir öğreniş ne düşüş biter ne öğreniş „ ilkesini en güzel uygulayan insanlarız. Herzaman mütevazi ve özelliklede devletimize karşı tarih boyunca daima boynumuz kıldan ince olmuş ve olmayada devam etmektedir.Her söylenileni emir telakkuz etmiş,ve her söze de evet demeyi bir borç bilmişiz.
Öyle ya, bizler en zor şartlarda bile ekmeğimizi taştan çikarirken, zorlu, sarp,gecit vermez yamaçlarda evler kurup,tarlalar yapıp,mahsulumuzu biçerken, boyumuzu aşan küfe ve sepetlerimizle ağır yükler taşırken, soframızda da ALLAH ne verdiyse (kanaatkar olup) yetinirken hiçte sitemkar olmadık. Devletimizden ne bir okul ne bir köpru ne de maddi bir yardım taleb ettik, ya da taleb ettiysekte bir karşlık göremedik.Ama yinede sitemkar olmadik,olamazdık da. Çünkü bizde devlet, millet, bayrak vs. gibi kavramlar kutsaldır ve ölenedek de kutsal kalmaya devam edecektir. Bu değerler başımız üstüne, bunlara hiçbir itirazımız yok, fakat bir gerçek var’ki ilçemiz halkı bunca iyi niyetine rağmen tarihten buyana içinde bulunduğu bu zor koşullara asla laik değildir.

İlk okula başladığım yıllar geldi aklıma, ahşaptan bir evde,iki sınıfin bir arada öğrenim gördüğü bahçesi dahi olmayan ,sobasına elimizle, soğuktan titreyerek,uzak yollardan birer ikişer odunlar taşiyarak ısınmaya çalıştıgimız ortamlarda, eğitim aldığımız okullar . Orta okul’a bir binanin alt katında başlayıp daha sonrada yeni binasına taşındığımız okullar. Lise yıllarında müdürümüzun defalarca talebi üzerine o dönemin hükümetlerince (1983 – 85 ) okulumuza nedendir bilinmez bir türlü matematik ve fizik öğretmeni atanmayan okullar.

O yıllardaki öğrencilerin bu zor şartlarını gözönüne alarak, anne ve babalarının da ne zorluklar yaşadıklarını tahmın edersınız herhalde.
Maallesef bu zor şartlar halkımızı göçe zorlamış ve zorlamaya da devam etmektedir.
Üstelik yanıbaşımızda kalkınmak için çözümlerimiz olmasına rağmen.

Ne yazıkki bizlerde bu göç kervanına katılıp, önce kendimize sonra aile ve akrabalarımıza,sonra tanıdık ve dostlarımıza, sonra ilçemiz ve ilimize ve sonrada ülkemiz ve insanlık için daha faydalı birer insan olabilmek ve daha iyi şartlarda daha fazla hizmet sunabilme adına ,doğup büyüdüğümüz topraklardan ayrıldık. Biliyorduk’ki bir gün dönüp dolaşıp geleceğimiz yer kürkçü dükkanıydı.Belki kürkçü dükkanına cansız bedenimizle dönecektik fakat mutlaka birgün dönecektik.Döneceğizde.

Şimdi asıl konuya gelerek aşağıdaki sorulara cevab aramaya çalışalım.

1. Batılı ülkeler gelişimlerini bölgelerinin coğrafi ve iklim koşullarına göre önceden belirleyerek teşvik ve yatırımlarını yapmaktadırlar. Örnegin Almanyada sanayi ve endüstri nin en yoğun oldugu bölge kuzey ren-vestfalya eyaletidir. Florasinin cok çetli,oksjeninin bol, genelde yaşlıların huzur bulmak için tercih ettikleri ve çok sayıda da turist alan bölgesi ise güney Bayern eyaletidir. Türkiyenin bütününü ele aldığımızda, florasıyla zengin ,havası temiz ve oksijeni bol ,sağlık turzmi açisindan en elverişli bölgesi ve şehirleri hangileridir ?

2. Diyelimki hükümetimiz bir planlamayla ülkemizde, raftingden kar kayağına, safarisinden dağcılığa ,kampinginden tüm spor dallarına hitab edebilecek bir pilot bölge seçse, sizce neryi gösterebilir ?

3. Bir belde düşünün ki, bu belde şıfalı maden suları, çeşitli kaplıcaları, temiz havası , 1300 m.rakımlarındaki görkemli yaylaları,kış ve yaz sporlarını yapabileceginiz, dünyaya nam salmış balı ile ünlü, zengin bitki örtüsüne sahib. Sizce bu beldeye hangi tesisler yapılır ?
Cevablarınız sizde saklı kalsın.

Hidro Elk. Santralleri yapılsın,elbetteki yapılsın, hemde beşer onar yapılsın.Ama RİZE ve civar illere değil.Çünkü bu santralleri bir bütün olarak ele alır,sonra da şehire kuşbakışıyla baktığınızda H.E.S. ler in bu bölgeye hiç yakışmadığı gibi uyum da sağlamayacağını göreceksiniz. Bu durum bölgemizin turizmle kalkınmaya çalıştığı diğer ilçelerini etkileyeceği gibi, hala daha ilçemizde tartışma konusu olan turizmın başlamadan bitmesi anlamına gelecektir.

Örneğin ;
Bir tur operatörünun ikizdere için (yerli ve yabancı turistlere yönelik) tur paketi hazırladığını ve bu paketin de doğal olarak sağlık turizmine yönelik ve belirli yaş gurublarına hitab ettiğini düşünelim.Tur operatörü turistlerine paketturu açikladığında bölgenin coğrafi, ekonomik,sanayi ve endusturi vs.bilgilerini de vermek zorundadır.Turist daha önce hiç seyahat etmediği bir bölgeye ilk defa seyahat ediyor ise, yapacağınız açıklayıcı ve tatminkar bilgilerle turist’i yönlendirebilir ve istenilen sonuca ulaşabilirsınız. Eğer turist yaptığınız açıklamalardan tatmin olmaz, güven duymazsa bölgenize zaten gelmez. Dolayısıyla tur operatörü yapmayı düşündüğü paket turunda ilçemizde yapilacak olan H.E.S leride içine alacak şekilde detaylı olarak açiklama yapmak zorundadır. Bu durum ise (turistik tesisler yönünden zaten eksik olan ilçe merkezimize) gelecek olan turistlere olumsuz piskolojik etki yaratacaktır.Çünkü batili ülkeler genelde elektiriklerini rüzgar enerjisinden sağladıkları için H.E.S. ler e karşı(en azından görünüm olarak) pek de iyimser olmayabilirler. Öte yandan tur operatörü de kurulacak olan her H.E.S için,boğazına asacağı bir tabela ile “bu santraller insan sağlıgına zararlı değildir, su ile çalişan,iki dört yada alti türbünlü’’ vs........ gibi bilgileri turistlere açıklayamaz .Bu durum ise ilçemizin topyekün kalkinmasinda yegane etken röl oynayacak olan turizmi, yapilacak H.E.S. lerle dolaylıda olsa bloke etmış olack.
İlçemizde yapılması planlanan H.E.S. ler, (i-netteki bilgilere göre) çök önceden planlanmış olup, faliyete geçirilmek istenmiştir.Tam olarak kim ve hangi koşulları göz önüne alarak hazırlandığını bilmiyorum, o yüzden de konuya tam vasıf olmadan eleştiri yapmak istemiyorum. Fakat plan sahiplerine (belki haddim olmayarak, beni mazur görsünler ) bir öneride bulunmak isterdim doğrusu .

O da şu olurdu :

Plan sahipleri İlçemizde H.E.S lere yapacağı (gürdere deresi kumluk mevkiinde 8400 m. uzunluğunda ve 5 m. çapında ki açacaği kanallarıyla ve yaklaşık 100 – 150 milyon dolar maliyetli) projeyi ve yatırımları, ikizdere ilçesinin merkezinden akan derenin (merkez boyunca) yanlarını ve üstünü kapatarak, tek katlı dükkanlar , çay bahçesi, park vs.ye dönüştürerek,ayrıca hükümetimiz ve zengin iş adamlarımızın da desteği ile uygun yerler tespit edilip, bir iki tane konaklama tesisi ile spor salonları (kapalı yüzme salonu, hentbol, veleybol,basketbol,buz hokeyi, halı-futbol sahası) bowling, ve sinema salonu ile rehabilitasyon merkezi vs. inşaa etseler, belediyemiz de çevre düzenlemelerini yeniden gözden geçirse, örneğin yer kaldırımlarını yeniden ve daha kaliteli taşlar ile döşeyerek görkrmli hale getirip,özellikle de kaldırım kenarlarıyla dükkan bağlantılarını yeniden düzenlenip,yayaların rahatça yürüyebileceği yaya kaldırımları inşa ederek,yapılacak her tesiste özürlü insanların rahatça hareket edebilecekleri araç ve alanlar yapsalar, (cadde ve binalarda özürlü asansörleri ile tekerlekli sandalyelerini kullanabilecekleri kaldırımlar) insanların caddeleri karşıdan karışıya rahatça geçebilecekleri yaya geçitleri ile trafik ışık ve levhalrı konulsa,belki ileride daha geniş alana yayılacak olan ilçemizin iç ulaşımını sağlayacak otobus ve minibus duraklarının yerlerı ile ve yine belki ikinci bir araç-yaya köprüsünün yapılabilecegi düşünülerek planlamalar’la vadiler içinde küçük ama şirin bir ilçe inşaa etsek, halkimız için daha verimli olmaz mi ?

Inanıyorum ki ilçemiz, gerekli tesislere kavuştuğunda, sadece yurt içi ve dışınndan gelecek turistler le değil, aynı zamanda her mevsim kamplar için gelecek olan değişik dallardaki sporcu kafileleriylede hızlı kalkınma geçecektir.

Dünyamızın ve ülkemızın gelişen sanayi ve endüstrisi, küreselleşme ve dünya insanının önceleri sadece verem, kanser vs.gibi hastalıklara boğuşurken, son 10-15 yıl gibi kısa zamanda cok çeşitli ve çığ gibi büyüyerek artan yeni ölümcül hastalıkların çoğalması ile (B.S.E – deli dana hastalığı,kuş grıbı,şarbon, A.İ.D.S, vs.) birde bunlara yoğun trafik,hava kirliliği, sitres,eklenince ,insanlar kendilerini fiziki ve piskolojik yönlerden yeniliyebilmek için doğayla bütünleşebilecekleri beldeler aramaktadırlar.Bu açidan (bilhssa gelecek yıllar için) doğu karadeniz bölgesi çok önem taşımaktadır.

H.E.S lerin ilçemizde İnşa edilmesi tarihi karar olup,bir dönüm noktası olabilecektir..Bugün H.E.S. ler yarinsa diğer santraller........ takip edebilirler.
Şehrimize dışarıdan bakıldığında, sohbet ettiğimiz insanlar, Rize deyince akıllarına, renklerini
denizin mavisi ile tabiatin yeşilinden alan YEŞİL RİZE gelmektedir. Yeşil Rize tarihten bu yana ülkemizde bir marka, bir imaj olmuştur.

Şimdi ise ALLAH’ın bize bahşettiği bu güzel vadi’yi kendi ellerimizle yok edip, Nasrettin Hoca misali oturduğumuz dalı mı keseceğiz? yoksa ‘’bir insani kazanmak çok zor kaybetmekse kolaydır’’ilkesinden yola çikarak kolayı mı seçeceğiz?

Gelecek tarihin bir gün bizleride sorgulamaması için bu açiklamaları yapmaya kendimi sorumlu hissettim.
İlçemizin ortak menffatlerini göz önüne alarak, ortak faydalarda birleşmeliyiz. Neticede partiler gün gelir değişir, –A- gider –B- gelir –B- gider –C- gelir. Ama ikizderenin
sorunları çözüm bulmadığı müddetçe daima bu durumunda kalacaktır.Ohalde parti gözetmeksızın, misafiri olduğumuz şu kısa dünyada kimsenin ahını almadan, kalbini kırmadan konuları tartışıp, çözümler üretmeye çalışmalıyız.Amaç yöneticilerimize, köstek olmak değil tam aksine (her meslek gurubundan insanların açıklayacağı bilgilerden faydalanmalarını sağlayarak) katkıda bulunmaktır.

ALLAH herşeyin hayırlısını nasip etsın, herşey gönlünüzce olsun.
Saygılarımla
Zaim Akyıldız
Turizmci
Köln 14.08.06

Hiç yorum yok: